YENİ BİR DİL ÖĞRENİRKEN DİKKAT EDİLECEK NOKTALAR
İngilizce öğrenmekte hala zorlanıyor musun? Yeni bir dil öğrenmek istiyorsun ama nereden başlayacağını bilmiyor musun? Bu yazımız tam sana göre.
Aslında dil, öğrenilen bir şey değil edinilen bir şeydir. Bu bağlamda dil, süreç ister bu yüzden sabırlı olmalısınız. Dikkat etmeniz gereken önemli unsurlardan biri, dil öğrenmeyi matematik, fizik gibi bir ders olarak görmemektir. Olaya bu şekilde yaklaşırsak öğrendiğimiz şeyden zevk almayı bırakın bizim için sadece bir işkence olacaktır.
Yeni bir dile başlarken yapılan ilk hata, gramer öğrenmeye çalışmak. Bunu şöyle düşünebiliriz ana dilimizi öğrenirken hiçbirimiz gramer çalışarak başlamadık. Çevremizde duyduklarımız, gördüklerimiz bize ana dilimizi öğretti. Buradan yola çıkarsak bir dili öğrenmeye başlarken en önemli nokta o dile sürekli maruz kalmak. Aslında hepimizin bildiği dil öğrenmek için yurt dışına gitme olayının temel noktası bu. Ancak günümüz şartlarında yurt dışı hayal olduğu için bu ortamı kendimiz yaratmak zorundayız. Peki bunu nasıl yapabiliriz? Telefonun, bilgisayarın, kullandığımız uygulamaların, oynadığımız oyunların dilini değiştirebiliriz. Arkadaşlarınızla bir saat belirleyip o saatlerde sadece seçtiğiniz dili konuşabilirsiniz. Hazırlık okuduğum dönemde ben bunun çok faydasını görmüştüm.
Konuşma becerimizi geliştirmek için evde kendi kendimize pratik yapmak da çok iyi bir yöntemdir. Hatta bunu biraz daha geliştirip, günlük aktivitelerinizi yaparken hedef dilinizde bir vlog çekiyormuş gibi davranabilirsiniz. Mesela öğle yemeği hazırlıyorsunuz ve hedef diliniz Almanca. Öncelikle Almanca dilinde yapılmış yemek tarifi videosu izleyebilirsiniz. Ardından kendi kendinize videolardaki gibi konuşmaya başlayıp “Şimdi soğanları doğruyoruz.”, “Ocağın altını açın.”, “Tuz eklemeyi unutmayın.” Gibi basit cümlelerle hem özgüveninizi arttırıp hem de belli bir konseptteki pek çok kelimeyi öğrenebilirsiniz.
Yapılabilecek diğer aktivite dizi, film ya da ilgi alanınıza göre belgesel izlemek. Aslında bu da hepimizin yaygın olarak bildiği bir taktik ancak pek çoğumuz izleyeceğimiz şeyi Türkçe altyazıyla izlediğimiz için bu öğrenme taktiğini çöpe atmış oluyoruz. Asıl yapmamız gereken, diziyi (ya da izleyeceğimiz her neyse) kendi dilinin alt yazısıyla izlemek olmalıdır ki göz, kulak aşinalığımız oluşsun ve kelime dağarcığımız gelişsin. Aynı zamanda bu aktivite o dilin kültürünü öğrenmemize de katkı sağlar.
Kendi seviyemizde bizi yormayacak, basit düzeyde kitap okumak da yine kelime hazinemizi geliştirirken, o kelimeleri kalıcı olarak hafızamızda tutmamızı kolaylaştıracaktır. Yine başlangıç seviyesi olarak yapabileceğimiz diğer şey, öğreneceğimiz dilin en sık kullanılan 100 kelimesini bilmek olacaktır. İlk başta politika, ekonomi ya da bilimle ilgili kelimeleri öğrenmeye çalışmak bizi zorlayacak ve dil öğrenmekten soğutacaktır. Bu sebeple başlangıçta günlük kelimeleri öğrenmeli ve onları kullanmaya çalışmalıyız.
Dil becerilerimizi geliştirebileceğimiz bir başka şeyse müzik ve podcast dinlemek. Bunun için müzik uygulamalarındaki ülkelerin “En İyi 50” listesi ve çeşitli çalma listeleri size yol gösterici olacaktır. Müzik dinlemek telaffuzda olan eksiğimizi kapatmanın da bir yoludur.
Umarım dil öğrenme yolculuğunuzda ufak da olsa bir katkım olmuştur.
Hepinize kolay gelsin.
Good Luck/viel Glück/buena suerte/Buona fortuna con
~NEJLANUR DURAK~
No responses yet